Altmış dört yaşında erkek hasta, son altı ay boyunca uykuda horlama, boğulma hissiyle uyanma, sabah yorgun uyanma, gündüz uykululuk hali ve uykuda hipoksik ataklar nedeniyle hastane ve yoğun bakım yatışları şikayetleri ile önce bir dış merkeze başvurdu. Polisomnografi testinde ağır tıkayıcı uyku apne sendromu (TUAS) tespit edildi. Ardından göğüs hastalıkları kliniğine başvuran hastaya üç kez CPAP (devamlı pozitif havayolu basıncı) titrasyon testi yapıldı fakat hasta bu cihazlardan fayda görmedi. Nöroloji ve kulak burun boğaz konsültasyonları, bronkoskopi ve baş, boyun ve toraks bilgisayarlı tomografi görüntülemeleri gibi ek incelemelerle bilateral vokal kord hareket kısıtlılığı dışında kesin bir tanı veya tedaviye karar verilemedi. Hasta cerrahi tedavi arayışıyla kliniğimize başvurdu. Uyku cerrahisinde deneyimli bir kulak burun boğaz uzmanı, hastanın ses ve konuşmasının normal ancak efor kapasitesinde azalma olduğunu tespit etti. İndirekt laringoskopi ve uyku endoskopisinde bilateral kord paralizisi ve hipertrofik aritenoid mukozasının larenks girişine prolabe olarak larenksi tıkadığı ve apneye neden olduğu saptandı. Cerrahi olarak lazer ile aritenoidlerin mukoza rezeksiyonu gerçekleştirildi ve trakeotomiyle hava yolu güvenliği sağlandı. Hastanın hayati tehlike oluşturan apne ve desatürasyon atakları bu işlemler sonrası iyileşti ve ses kalitesi korundu. Böyle karmaşık uyku apnesi olgularında, ilgili bölüm konsültasyonlarıyla işbirliği içinde, indirekt laringoskopi ve uyku endoskopisini içeren detaylı bir kulak burun boğaz muayenesi ihmal edilmemelidir. Bu çok nadir görülen durum hayati tehlike içermektedir. Uyku endoskopisi ve cerrahi işlem için anestezi de önemlidir ve trakeotomi hayat kurtarıcı olabilir.

A 64-year-old male patient initially presented to an external center with complaints of snoring during sleep, waking up with a sensation of choking, morning fatigue, daytime sleepiness, and hospital and intensive care admissions due to hypoxic episodes during sleep over the past six months. Polysomnography testing revealed severe obstructive sleep apnea syndrome (OSAS). The patient was then admitted to the pulmonary clinic, where three CPAP (continuous positive airway pressure) titration tests were conducted with benefit from the devices. Additional investigations, including neurology and otorhinolaryngology consultations, bronchoscopy, and head, neck, and thorax computed tomography imaging, did not lead to a conclusive diagnosis or treatment, apart from bilateral vocal cord mobility limitation. Seeking surgical treatment, the patient presented to our clinic. An otorhinolaryngology specialist experienced in sleep surgery found that while the patient's speech was normal, the exercise capacity was reduced. Indirect laryngoscopy and sleep endoscopy revealed that bilateral vocal cord paralysis and hypertrophic arytenoid mucosa prolapsing into the laryngeal inlet were causing airway obstruction and apnea. Surgical mucosal resection of the arytenoids was performed using a laser, and airway security was ensured with a tracheotomy. Following these procedures, the patient's life-threatening apnea and desaturation episodes improved and voice quality was preserved. A detailed otorhinolaryngological examination, including indirect laryngoscopy and sleep endoscopy, should not be overlooked in such complex sleep apnea cases in collaboration with relevant department consultations. This very rare condition poses a life-threatening risk. The anesthesia for sleep endoscopy and the surgical procedure is also crucial, and tracheotomy may be life-saving.